Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Şanlıurfa °C

Millî Savunma Bakanlığının Faaliyetlerine İlişkin Basın Bilgilendirme Toplantısı Gerçekleştirildi

Millî Savunma Bakanlığının Faaliyetlerine İlişkin Basın Bilgilendirme Toplantısı Gerçekleştirildi
11.02.2022
A+
A-

Millî Savunma Bakanlığının Faaliyetlerine İlişkin Basın Bilgilendirme Toplantısı Gerçekleştirildi

 

 

10.02.2022

Haberin Fotoğrafları
1/4
Terörle mücadele başta olmak üzere Millî Savunma Bakanlığının faaliyetlerine ilişkin basın bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Toplantıda şu bilgiler paylaşıldı:

TERÖRLE MÜCADELE

Millî Savunma Bakanlığının tüm birlik ve kurumları, ülkemizin ve asil milletimizin güvenliği için görevlerini azim ve kararlılıkla yerine getirmeye devam etmektedir.

Bu kapsamda; Türk Silahlı Kuvvetlerimiz terörle mücadelenin yanı sıra Mavi Vatanımızda ve semalarımızda hak, alaka ve menfaatlerimizi korumakta, ayrıca dünyanın birçok coğrafyasında bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkı sağlamayı sürdürmektedir.

FETÖ, PKK/KCK/PYD-YPG, DEAŞ başta olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı mücadelemiz artan bir şiddet ve tempoda, terörü ve teröristleri kaynağında etkisiz hâle getirme anlayışı ile devam etmektedir.

Bu kapsamda;

– 01 Ocak’tan itibaren 5’i büyük, 13’ü orta çaplı olmak üzere 18 operasyon icra edilmiş ve 316 terörist,

– 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar ise Irak ve Suriye’nin kuzeyi dâhil toplam 33.584 terörist etkisiz hâle getirilmiştir.
Türk Silahlı Kuvvetleri; Irak ve Suriye’nin kuzeyinden halkımıza ve güvenlik güçlerimize yönelik terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğimizi sağlamak maksadıyla;

– Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 51’inci maddesinden doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda,

– Komşularımızın toprak bütünlüğü ve haklarına saygılı olarak,

– Irak ve Suriye’nin kuzeyinde bulunan ve teröristler tarafından üs olarak kullanılan Derik, Sincar ve Karacak bölgelerindeki terör yuvalarına Kış Kartalı Hava Harekâtı’nı icra etmiştir.

Çok geniş bir alanı kapsayan zorlu iklim koşullarında icra edilen Harekât ile 165 kilometre derinlikte Karacak, 85 kilometre derinlikte Sincar ve 9 kilometre derinlikteki Derik’te bulunan teröristlere ait 80’e yakın hedef koordinasyon içerisinde eş zamanlı olarak büyük bir başarıyla tahrip edilmiştir. Büyük oranda yerli ve millî mühimmat kullanılan hava harekâtında hedefler tam isabetle vurulmuştur.

Hangi isim altında olursa olsun birbirinden farkı olmayan teröristlere ağır zayiat verdirilen harekâtla terör örgütünün dün olduğu gibi bundan sonra da yuvalandıkları bölgelerde rahat edemeyecekleri açıkça gösterilmiştir.

Ülkemize yönelik 40 yıldır var olan terör tehdidine karşı icra ettiğimiz tüm operasyonlarımız, uluslararası hukuka uygun, başta Irak olmak üzere tüm komşularımızın sınırlarına, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne saygılı, meşru müdafaa hakkı kapsamında ve sadece bölgedeki terörist unsurlar hedef alınarak yapılmaktadır.

Sadece ülkemizin ve milletimizin güvenliğine değil, aynı zamanda bölgede yaşayan masum insanlar ile tüm dinî ve etnik grupların güvenliğine de büyük önem verilmektedir. Operasyonlarımızda tarihî ve kültürel dokular başta olmak üzere çevrenin korunmasına da azami dikkat ve hassasiyet gösterilmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz için sivil halk, çevre, tarihî, dinî ve kültürel yapılar dokunulmazdır. Tek hedefimiz teröristlerdir. Bizim için terörist neredeyse hedef orasıdır.

Yapılan etkili terörle mücadele operasyonları sonucunda terör örgütünde çöküş hızlanmış, bu durum elebaşları tarafından da açıkça ifade edilmeye başlanmıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerimize karşı teröristleri koruyacak barınak, sığınak ve korunak yoktur.

Eksi 40 derecelere varan ve 3.000 metre rakıma ulaşan zorlu iklim ve arazi şartlarına rağmen hâlihazırda üs bölgelerinde ve hudutlarımızda kahramanlık ve fedakârlıkla görev yapan Türk Silahlı Kuvvetleri; asil milletimizden aldığı güçle ülkemizin ve milletimizin güvenliği için terörle mücadeleye en son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar azim ve kararlılıkla devam edecektir.

HUDUT GÜVENLİĞİ

Hudutlarımızda kaçakçılığın, yasa dışı ve düzensiz göçmen akınının engellenmesi, teröristle mücadelede etkinliğin artırılması kapsamında;

– Sınırlarımızda teknolojik vasıtalarla desteklenmiş fiziki güvenlik sistemleri tesis edilmekte,

– Hudut birliklerimizin imkân ve kabiliyetleri sürekli geliştirilerek sınır güvenliğinde etkin tedbirler alınmaktadır.

Bu kapsamda sınırlarımızda; terör ve kaçakçılıkla mücadele ve yasa dışı geçişlerin engellenmesine yönelik hudut güvenliğinin tesis edilmesi maksadıyla modüler üs bölgesi, sedde, yüksek güvenlikli tel çit, modüler beton duvar, hudut devriye yolu inşaatlarına ve hendek kazma faaliyetlerine devam edilmekte, hudutlarımız Cumhuriyet tarihimizin en yoğun tedbirleriyle korunmaktadır.

İçinde bulunduğumuz 2022 yılında İran sınırında 2.831 şahıs engellenmiş, 94 şahıs yakalanmıştır.

Alınan ilave ve etkin tedbirler sayesinde Ocak ayında, tüm hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 296 şahıs yakalanmıştır. Bu şahıslardan 12’si FETÖ mensubu olmak üzere 28’i teröristtir. 33.397 şahıs ise hududu geçemeden engellenmiştir.

Yine bu dönemde icra edilen operasyonlarda; 7 kilogram uyuşturucu, 2.500 paket sigara ve 76 adet muhtelif silah ele geçirilmiştir.

Sınırlarımızın güvenliği, ilgili bakanlık ve kamu kurumları ile koordineli olarak her türlü zorlu iklim ve arazi şartlarına rağmen “Hudut, namustur!” anlayışı ile 7 gün 24 saat kesintisiz olarak sağlanmaktadır.

Sınırlarımızda görev yapan bütün personelimiz yüksek moral ve motivasyonun yanı sıra büyük bir kahramanlık ve fedakârlıkla kendine verilen görevleri başarıyla yerine getirmektedir.

SURİYE

Hudutlarımızın ve asil milletimizin güvenliğini sağlamak maksadıyla icra edilen Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı Harekâtları ile Suriye’nin kuzeyinde yaratılan terör oluşumları daha büyük sıkıntılara mahal vermeden engellenmiş ve engellenmeye devam edilmektedir.

Bu harekâtlar ile bölge halkının huzur ve güvenliği de sağlanmıştır.

Bölgede hayatın normalleşmesine yönelik insani yardım ve altyapıyı destekleme faaliyetlerimiz ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile koordineli olarak yürütülmektedir.

Bu faaliyetlerimiz sonucunda; 470 binden fazlası İdlib’e olmak üzere 1 milyondan fazla Suriyeli evlerine ve topraklarına gönüllü, güvenli ve saygın bir şekilde dönmüştür.

Suriye’de istikrarın bir an önce sağlanması, insani trajedilerin son bulması için her türlü gayret gösterilmektedir.

Ancak terör örgütlerinin; başta Tel Rıfat, Münbiç ve Fırat’ın doğusu olmak üzere diğer bölgelerden de sivillere ve birliklerimize saldırı arayışları sürmektedir.

01 Ocak’tan itibaren harekât bölgelerimize terör örgütü tarafından 102 taciz ve saldırı gerçekleştirilmiş, kahraman komandolarımızın anında müdahalesi ile gerekli karşılık verilerek 272 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Birliklerimizin güvenliği için gerekli her türlü tedbir alınmaktadır.

Suriye’nin kuzeyindeki harekât bölgelerinde yapmış olduğumuz mutabakatlara uyuyor, muhataplarımızdan da uymalarını bekliyoruz.

DEAŞ’la mücadele adı altında uluslararası kamuoyunda kendini meşrulaştırmaya çalışan eli kanlı PKK/YPG terör örgütü başta olmak üzere, bölgede sağlanan barış ve istikrarı bozmak maksadıyla sivillerin yaşam hakkını ellerinden alanlara karşı, masum ve mazlumları gözeterek Suriye halkının yanında olmaya devam edeceğimizi, dünyanın da bu insanlık suçuna sessiz kalmaması gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyoruz.

AZERBAYCAN

Azerbaycan, 30 yıldır işgal altındaki öz topraklarını, 44 gün süren “Tek Vatan Harekâtı” ile Ermenistan işgalinden kurtarmıştır. Bu süreçte Türkiye de, haklı davasında Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanında yer almıştır.

Harekâtın ardından imzalanan ateşkes kapsamında kurulan Ortak Merkezde, Türk Silahlı Kuvvetleri personeli ve Rus askeri birlikte görev yapmakta, ateşkesin kalıcı olması ve istikrar için gayret sarf etmektedir.

Hâlihazırda Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Azerbaycan ordusunun modernizasyon ve eğitim faaliyetleri ile Ermenistan işgalinden kurtarılan bölgelerde mayın/EYP arama ve imha faaliyetlerine destek vermeye devam etmektedir.

Birliklerimiz ve Azerbaycan unsurları tarafından; Ocak ayında 5.236 metrekarelik bugüne kadar ise toplam 132 kilometrekarelik alan mayın ve EYP’lerden temizlenmiş; bu kapsamda, 1.630 Azerbaycan personeline eğitim verilmiştir.

“İki devlet, tek millet” anlayışıyla kederde ve kıvançta bir ve beraber olduğumuz Azerbaycanlı kardeşlerimizin haklı davalarında, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tüm imkânlarımızla yanlarında olmaya devam edeceğimizi bir kere daha vurguluyoruz.

LİBYA

500 yıllık tarihî kardeşlik bağlarımız olan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanınan meşru hükûmetin daveti ile ikili anlaşmalarımız ve TBMM’nin onayına istinaden bulunduğumuz Libya’da askerî eğitim, yardım, iş birliği ve danışmanlık faaliyetlerimiz devam etmektedir. Her platformda vurguladığımız gibi; Türkiye Libya’da yabancı güç değildir.

Libya’da ve Türkiye’de bugüne kadar 8.500 Libya Silahlı Kuvvetleri personeline eğitim verilmiş, 1.500 Libya Silahlı Kuvvetleri personelinin eğitimi ise devam etmektedir.

Libya halkının huzur ve güvenliğine katkı sağlanması amacıyla bugüne kadar 5.300 adet Mayın/EYP ve patlamamış mühimmat tespit edilerek etkisiz hâle getirilmiştir.

Ayrıca Trablus’ta faaliyete geçirdiğimiz hastane ile bugüne kadar yaklaşık 20 binden fazla Libyalı kardeşimize sağlık desteği verilmiş, diğer kamu kurum ve kuruluşları vasıtasıyla alt ve üst yapıya yönelik faaliyetlerde bulunulmuştur.

Şu anda Libya’da istikrar adına bir gelişme varsa ve siyasi süreç başlamışsa bu Türkiye’nin katkılarıyla mümkün olmuştur. Libyalı yöneticiler de bu gerçeği ifade etmektedir.

Her zaman ifade ettiğimiz gibi amacımız “Libya, Libyalılarındır.” anlayışıyla toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini sağlamış, barış ve istikrar içerisinde yaşayan tek Libya’nın oluşumuna katkıda bulunulmuştur. Libya’da anayasanın oluşturulması dâhil serbest seçimin yapılmasını ve Libya’nın istikrara kavuşmasını destekliyoruz.

Bu kapsamda Libyalı kardeşlerimizin haklı davasına desteğimiz devam edecektir.

EGE, AKDENİZ VE KIBRIS

Türk Silahlı Kuvvetlerimiz Ege’de, Akdeniz’de ülkemizin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak, alaka ve menfaatlerini korumaya, Kıbrıs Adası’nda uluslararası garanti ve ittifak antlaşmaları doğrultusunda barış ve güvenliğin teminatı olmaya devam etmektedir.

Tüm sorunlarımızın uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde çözümü için büyük çaba harcanmaktadır.

Türkiye’nin iyi komşuluk ilişkileri ve müttefiklik ruhu içindeki tüm iyi niyetli ve samimi yaklaşımlarına rağmen Yunanistan gerginliği tırmandırıcı, saldırgan söylem, tahrik ve hukuk tanımaz eylemlerine maalesef devam etmekte, yaptığımız tüm diyalog ve görüşme çağrılarımızın karşılığında Türkiye’ye karşı yönelttiği temelsiz suçlamalarını sürdürmektedir.

Yunanistan, 2022 yılında askerî deniz ve hava araçları ile Gayri Askerî Statüdeki Adalara yönelik 229 (Gemi ihlal:64, GASA iniş-kalkış:165) ihlal gerçekleştirmiştir. Ayrıca, Doğu Ege Adaları Lozan ve Paris Antlaşmaları ile Gayri Askerî Statüde kalmaları şartı ile Yunanistan’a devredilmiştir. Yunanistan’ın Gayri Askerî Statüdeki Adalara yönelik askerî faaliyetleri, söz konusu antlaşmaların “esastan ihlali” anlamına gelmektedir. Bu konudaki hukuksuzluğu her türlü platformda muhataplarımıza iletiyoruz ve iletmeye devam edeceğiz.

Yunan yöneticilerin hukuka aykırı, provokatif ve saldırgan tutumuna karşı diplomatik kanallardan gerekli girişimlerde bulunulmakta, mütekabiliyet kapsamında gerekli karşılık verilmektedir.

Bunların yanı sıra Yunanistan, göçmenlere karşı Avrupa Birliği’nin savunduğunu iddia ettiği ortak değerlere ve evrensel ilkelere aykırı ve insanlık dışı uygulamalar sergilemektedir.

Ege Denizi’nde kadın ve çocuklar da dâhil olmak üzere göçmenleri acımasız bir şekilde geri itmeye devam etmektedir.

Geri ittiği göçmenlerin görüntülerini sildirmekten, delilleri yok etmekten de çekinmemekte ve yaptığı hukuksuzluğu gizlemeye çalışmaktadır.

02 Şubat’ta Türkiye-Yunanistan sınırında İpsala bölgesinde Yunan Sınır Birlikleri tarafından geri itilen 19 göçmenin donarak hayatını kaybetmesi Yunan yöneticilerin insanlık dışı uygulamalarının son örneği olmuştur.

Yunan hudut görevlileri tarafından elbiseleri, ayakkabıları ve her şeyleri alınan, insanlık dışı muamele sonucu soğuk havada donarak hayatını kaybeden göçmenlerin durumu yediden yetmişe herkesi derinden üzmüş, vicdanları yaralamıştır. Yunanistan, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni ihlalden vazgeçmeli, kendi halkı dâhil tüm insanlık için utanç kaynağı olan bu muamelelerine derhâl son vermeli ve Avrupa Birliği de tüm bunları artık görmelidir.

Yunanistan’dan beklentimiz, diyalog ve görüşme için koşullar öne sürmek yerine;

– Uzlaşmaz, hukuk tanımaz tutumundan ve üçüncü tarafları sorunlara dâhil etme çabalarından vazgeçmesi,

– Uluslararası hukuk zemininde, iyi komşuluk ilişkilerine dayalı diyalog ve barışçıl yöntemlerle sorunların çözümüne yönelik samimi gayret göstermesidir.

Bu çerçevede, Güven Arttırıcı Önlemlere ilişkin görüşmelerin 4. turu için davet ettiğimiz Yunanistan Savunma Bakanlığı heyetini Ankara’ya beklediğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.

Defalarca ifade ettiğimiz gibi Türkiye hiç kimse için tehdit değildir. Aksine dost ve ortakları için güçlü, etkin ve güvenilir bir müttefiktir.

Temennimiz;

– Türk ve Yunan halklarının bölge zenginliklerinden de adil bir şekilde istifade ederek barış, refah ve güven içinde yaşaması,

– Ege Denizi’nin Türkiye ve Yunanistan arasında dostluk denizi olmasıdır.

Bir diğer önemli husus da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Ada’daki durumudur. Bugüne kadar denenmiş ve bir sonuç alınamayacağı tüm taraflarca görülmüş yöntemlerle bir çözümün mümkün olmadığı açıkça görülmelidir.

Kıbrıs’ta egemen, eşit, bağımsız iki devlet tek çözümdür.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bu çözüm yolunu benimsemesi Ada’nın huzur ve refahı için faydalı olacağı gibi terör örgütlerine yasal zemin ve kılıf oluşturma gayretleri ile dinî hassasiyetlere yönelik provokatif eylemlere göz yumması ise Ada’da arzu edilen huzur ve refaha ulaşılmasını engellemekte ve sorunları derinleştirmektedir.

Bir kez daha vurgulamak isteriz ki Kıbrıs bizim millî meselemizdir. Garanti ve ittifak antlaşmaları doğrultusunda geçmişte olduğu gibi bugün de Kıbrıslı kardeşlerimizin yanındayız. Türkiye garantör devlet olarak uluslararası anlaşmalar ve uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru haklar çerçevesinde Kıbrıs’ta barış, huzur ve güvenliğin teminatı olmaya devam edecektir.

NATO

2021 yılında, 3’üncü Kolordu Komutanlığı tarafından NATO Mukabele Kuvveti Kara Unsur Komutanlığı ile 66’ncı Mekanize Piyade Tugay Komutanlığınca Çok Yüksek Hazırlık Seviyeli Müşterek Görev Gücünün Kara Unsur Komutanlığı görevleri büyük bir başarıyla yerine getirilmiş ve 01 Ocak 2022 itibarıyla Fransa’ya devredilmiştir.

Türkiye 2022 yılında bir kara tugayı ile NATO’nun İlk Müteakip Kuvvetler Grubu (IFFG-Initial Following Forces Group) sorumluluğunu üstlenmektedir.

NATO’nun Savunma ve Caydırıcılık konsepti çerçevesinde 22 Ocak-04 Şubat 2022 tarihleri arasında icra edilen Neptune Strike 2022 tatbikatına Millî Havadan İhbar Kontrol (HİK) uçağımız ile destek verilmiştir.

Ayrıca, Ukrayna ile Rusya Federasyonu arasındaki gerginliğin giderilmesine yönelik NATO’nun girişimleri kapsamında diyalog çağrısında bulunulmuş; benzer şekilde, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından da gerginliğin azaltılması ve sorunların barışçıl yöntemlerle çözülmesi konusunda diyalog çağrısı yinelenmiştir.

31 Ocak’ta Sayın Bakanımız tarafından “Montrö Rejimi çerçevesinde Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin barış, diyalog, huzur ve refah içinde yaşamasından yana olduğumuz” ifade edilmiştir.

Karadeniz’in yanı sıra Balkanlar’daki ülkelerin istikrar, siyasi birlik ve toprak bütünlüğü ülkemiz için olduğu kadar bölge barışı ve huzuru için de önemlidir. Bu kapsamda, başta Kosova ve Bosna-Hersek olmak üzere tüm Balkan ülkelerinin birlik ve bütünlük içinde mevcudiyetini sürdürmesini istiyoruz.

İttifaka katılışımızın 70’inci yılında, ittifakın en büyük ikinci ordusuna sahip ülkemiz, NATO’nun değerlerini ve sorumluluklarını paylaşmakta, 1952 yılından bu yana üstlenmiş olduğu tüm görev ve misyonları başarı ile yerine getirmektedir.

HAREKÂT-TATBİKAT-EĞİTİM

Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, tüm dünyayı etkisi altına alan salgına rağmen harekât, tatbikat ve eğitim faaliyetlerini aralıksız sürdürmektedir.

Ayrıca Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Birliği ve AGİT görevleri ve ikili anlaşmalar kapsamında Libya’dan Kosova’ya, Azerbaycan’dan Bosna Hersek’e, Katar’dan Somali’ye kadar birçok coğrafyada toplam 15 farklı görev ile dünya barışına katkıda bulunmaktadır.

Bu kapsamda;

– Uluslararası deniz yolları üzerinde seyir serbestisinin idamesi maksadıyla International Maritime Exercise (IMX) Tatbikatı 03-17 Şubat tarihleri arasında icra edilmektedir.

Ayrıca, Şubat ayı içerisinde;

– İntikal ve karakoldaki denizaltılara karşı hava, su üstü ve denizaltı iş birliği ve ileri seviyede koordineli Denizaltı Savunma Harbi eğitimi sağlamak ve ilgili NATO usullerini denemek maksadıyla Dynamic Manta Tatbikatı,

– Hava Komuta Kontrol usulleri hakkında personeli eğitmek maksadıyla Volkan Tatbikatı,

– İki ülke komando ve özel kuvvet birlikleri arasında bilgi ve tecrübe paylaşımını sağlamak maksadıyla Türkiye-Pakistan Ortak Komando ve Özel Kuvvet Tatbikatı’nın (Cinnah-22) icra edilmesi planlanmıştır.

Gelecek dönemde de harekât, tatbikat ve eğitim faaliyetlerimiz ile bölgesel ve küresel barışın desteklenmesine ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin harbe hazırlığının en üst seviyede tutulmasına devam edilecektir.

ENVANTERE GİREN YENİ SİLAH SİSTEMLERİ

Sayın Cumhurbaşkanımızın desteği, liderliği ve teşvikiyle savunma sanayisinde yerlilik ve millîlik oranının yüzde 80’lere yükseldiği bu dönemde; Türk Silahlı Kuvvetleri olarak insansız kara, deniz ve hava araçlarından helikopterlere, silah ve mühimmattan füzelere, hava savunma sistemlerinden elektronik harbe kadar çok geniş bir yelpazede ihtiyacımız olan sistemler yerli ve millî olarak tasarlanmakta, geliştirilmekte ve üretilmektedir.

Bu kapsamda; Mavi Vatan’ın en iyi şekilde savunulmasına ve ülkemizin hak, alaka ve menfaatlerinin kararlılıkla korunmasına yönelik toplam 194 firmanın katkılarıyla yerli ve millî olarak üretilen TCG UFUK, Ocak 2022’de envantere girmiştir. Türkiye hâlihazırda dünyada bir savaş gemisini millî olarak tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke arasında yer almaktadır.

Ayrıca, muhtelif silah sistem ve mühimmata yönelik devam eden modernizasyon projelerine ait yıllara sâri tedarik planı kapsamında çeşitli cins ve miktarda harp silah, araç gereçleri Ocak 2022 döneminde Silahlı Kuvvetler envanterine dâhil edilmiştir.

Üstün nitelikli personeli ve sahip olduğu teknolojik harp silah ve araç gereçleri ile bölgesinde ve dünyada “Etkin, Caydırıcı ve Saygın” silahlı kuvvetlerimiz, dün olduğu gibi bugün de teknolojideki son gelişmeleri yakından takip etmekte, kazandığı imkân ve kabiliyetler ile gücüne güç katmaktadır.

FETÖ İLE MÜCADELE

Bakanlığımızın tüm birimleri gerekli hassasiyeti göstererek yeni bilgi, belge ve veriler ışığında FETÖ ile mücadelesini kararlılıkla sürdürmeye devam etmektedir. 15 Temmuz 2016’dan bugüne kadar 24.280 personel ihraç edilmiş, 1.079 personel hakkında ise idari süreç devam etmektedir.

01 Ocak – 04 Şubat 2022 tarihleri arasında;

* 113 personel ihraç edilmiş,

* 52 emekli personelin rütbeleri geri alınmış,

* 37 personel göreve iade edilmiş,

* 4 emekli personelin rütbesi/unvanı iade edilmiştir.

Millî Savunma Bakanlığı bünyesinde FETÖ ile iltisaklı tek bir personel kalmayıncaya dek mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir.

KORONAVİRÜS İLE MÜCADELE

Koronavirüs ile mücadelemizi titizlikle ve yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Bu konuda dünyada en başarılı olan ordulardan biriyiz.

İlk vakanın görüldüğü günden itibaren Bakanlığımız bünyesinde 7 gün 24 saat esası ile görev yapan “Koronavirüs ile Mücadele Merkezi – KOMMER” vasıtasıyla hem bireysel hem de kurumsal önleyici, koruyucu tedbirler hayata geçirilmiştir.

Başta operasyon bölgeleri olmak üzere tüm birlik ve kurumlarımızdaki faaliyetler salgın şartlarına rağmen katı ve sert tedbirler alınarak hiçbir aksaklığa meydan verilmeden planlandığı şekilde devam etmektedir.

Sonuç olarak; aynı anda birden fazla harekât alanında mücadele eden, dünyanın birçok bölgesinde barış ve istikrarın sağlanmasında görev alan başta Türk Silahlı Kuvvetlerimiz olmak üzere Millî Savunma Bakanlığının tüm birlik ve kurumları; binlerce yıllık şanlı tarihimizden süzülüp gelen millî, manevi ve mesleki değerlerinden aldığı ilhamla asil milletimizin egemenlik ve bağımsızlığı için üstün bir gayret içerisinde, kendisine tevdi edilen her türlü görevi, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da başarma azim ve kararlılığındadır.

kaynak:https://www.msb.gov.tr/SlaytHaber/1022022-07471

 

REKLAM ALANI